Farklı Düşün
Bilimsel devrim düşünürlerinin en önemli yanları; doğru cevapları bulmak değil doğru soruları sormaktır. Daha önce başkasının görmediği yerdeki bir sorunu görmeleridir. Jonas Salk: her sorunun cevabı önceden vardır, ihtiyacımız olan o cevabı ortaya çıkaracak soruları sormak demiştir.
Bu yüzden hangi soruları soracağınıza dikkat ederseniz, sorununuzu nasıl tanımlayacağınızı bulursunuz. Eğer sorun çözmede sıkıntınız varsa ya da çözümler yetersiz geliyorsa sorunu farklı şekilde tanımlayarak çözün.
Farklı Düşünmek Örnek 1:
10 katlı bir işyerinin yöneticisisiniz. Eskiden binada az çalışan vardı ve 2 asansör çok rahat yetiyordu. Ancak yıllar geçtikçe tüm bürolar doldu ve çalışanlar arttı. Artık 2 asansör yetmiyor. Bunu düşünerek yeni teknoloji hızlı asansörler aldınız ama yine her sabah ve her akşam aynı saatlerde çalışanlar sıra olup bekliyor. Şikayetler başınızı ağrıtacak boyuta ulaştı. Hatta bazı bürodakiler çıkma tehditleri savurmaya başladı. Ne yapardınız?
Eğer sorunu mantıksal düşünürseniz; aynı anda binen insan sayını azaltalım diyebilirsiniz. Yeni asansör alalım diyebilirsiniz. Sabit merdivenlerin yerine yürüyen merdiven kurdurtalım diyebilirsiniz. Bina dışına asansör yerleştirelim diyebilirsiniz. İşlere erken gelip geç çıkanlara teşvikler vererek o an olacak yoğunluğu azaltalım diyebilirsiniz. Bazı büroların iş çıkış saatlerinde değişiklikler yapabiliriz diyebilirsiniz.
Bazıları çok mantıklı fakat işe yarar, yaramaz ya da düzeni bozar bozmaz aynı konudur. Bu gerçekten yaşanan bir olay ve çözümü şöyledir. Her katta asansör beklenen yerlerin etrafına, yerden tavana kadar uzanan geniş aynalar yapılmıştır. İnsanlar beklerken kendini izleyip, ilgilenirken beklenen sürenin farkında olmadığından bir daha şikâyet gelmemiştir.
Farklı Düşünmek Örnek 2:
Diğer yaşanmış örneğe geçelim. Burada kendinizi 1960’lı yıllarda, deniz kenarı bir yerde polis şefisiniz. Bahar tatillerinde öğrencilerin akınına uğrayan tatil yerlerinden biri. Bu bölge iş yerleri gelen müşterilerden hoşnutlar ancak özellikle erkekler git gide sorun çıkarmaya başlar.
Daha da beter olan; sarhoş olan, etrafa zarar verenleri hapse atmakta işe yaramıyor. Çünkü geceyi hapiste geçiren gençlerde bu övünme aracı olmaya başlıyor. Hatta aralarında o bölgede geceyi içerde geçirmemiş olanları adamdan saymamaya başlıyorlar. Artık düzgün olanlar bile bozulmaya başlıyor.
Artık koğuşlar yetmeyince komşu illerden bile mobil hapishaneler gelir olmuş. Görevliler çok fazla mesai yapmaya başlamışlar. İş artık kontrolden çıkmıştır. Bir yandan yasaları uygulamak zorundasınız ancak diğer yandan iş daha kötüye gitmektedir. Bu durumda ne yaparsınız?
1963 yılında polis şefinin aklına fikir gelmiş. İçeriye aldıkları kişilere yemek yerine bebek maması vermeye başlamışlar. Onlara yetişkin gibi değil çocuk gibi davranmaya başlamışlar. Maçoluk göstergesi olan yer bir anda dalga meselesi haline gelmiş.
Şef, olayların önüne geçemeyince farklı yönden düşünmüş. İnsanlara iyiliği öğretmek, saygıyı öğretmekle düzelmeyeceğini fark etmiş. Onları nasıl küçük düşürürüm bunu utanç meselesi haline getiririm diye düşünmüş. En sonunda da bu yöntemi bularak işi çözmüş.
Kısacası soruyu farklı şekilde sorun ve odağı değiştirin.
Neden insanlar benim ürünlerimi almıyorlar? Değil, insanlar benim ürünlerimi neden alıyorlar? Deyin ve neden aldığını bulup o yönde çalışmaları arttırın.
Neden rakiplerimin ürünlerini alıyorlar? Değil, ben nasıl daha fazla satış yapabilirim deyin.
Nasıl daha fazla para biriktirebilirim? Değil, nasıl daha az harcarım ya da nasıl harcadığımdan fazlasını kazanabilirim deyin.
Farklı sorular sor ve farklı çözümlere ulaş. Eğer olduğun yerde sayıyorsan sorun sendedir. Artık dışarıda suç arama zamanı değil. Sorun sende, farkında ol ve bunu bulup çözmenin yollarını oluştur.