Pygmalion Etkisi Nedir
Birçok insan evcil hayvanların ya da çocukların olağanüstü zekâya sahip olduğunu düşünür. Bu konuyla ilgili birçok hikâye duymuşsunuzdur. Bu hikâyelerden biri 19. Yüzyıl sonlarında, atının olağanüstü zekâya sahip olduğunu ve bununla ilgili delillerin olduğunu söyleyen birine aittir. Bu kişi öğretmen ve at antrenörü olan William Von Osten’dir. Hayvanların okumayı ve saymayı öğrenebileceğini düşünüyordu.
William, bunu ispatlayabilmek için köpekler üzerinde çalıştı ancak ilk çabaları başarısız sonuçlandı. Daha sonra atla ilgili çalışmasında sonuç gördü. Zeki Hans olarak bilinen at, toynağına dokunulduğunda soruları %90 doğru cevaplıyordu. 4 işlemi yapıyor ve saat tarih anlatabiliyordu.
Kabalıklar atı görmek için toplanınca, konu kısa sürede yayıldı. Aldatmaca var mı diye araştırmalar başladı. Ancak aldatmaya dair hiç kimse kanıt bulamadı. Bir insan kadar olmasa bile soruları cevaplıyordu. Bir süre herkes atın zeki olduğuna inandı. Ancak sonrasında psikolog Oskar Pfungst incelemeye başladı. İncelemede; göz kırpıldığında ya da perde arkasındayken soruları cevaplayamadığını tespit ettiler.
Bu gözlemlerden sonra, atın zihinsel hesaplamalar yapmadığını fark etti. Konuşmayı ve mantığı anlayamıyordu. Von Osten’de insanları kandırma niyetinde olan biri değildi. Çünkü onun da farkında olmadığı psikolojik bir durum söz konusuydu ve bu olay psikoloji dünyasında geniş yer buldu.
Bu işin temeli; atın, insanların hareketlerini takip ederek sözlü olmayan ipuçlarını yakalamasıdır. Tabi bu da atın çok zeki olduğunu gösteriyor. Birisi soru sorduğunda vücut dillerine göre cevap verebiliyordu. Örneğin; Birisi karşısına geçip üzerinde 5 yazan tabela tutarak “burada kaç sayısı yazıyorsa o kadar ayağını yer vur” dediğinde aslında 5 yazısını görmezdi. 5 sayısına geldiğinde insanların hareketleri değişip hareketlilik başladığı için onun doğru olduğunu anlar ve dururdu.
Bu yüzden tepkisiz göz kırpmaya ve ya perde arkasında yüzü görülmeden sorulduğunda cevap veremiyordu. Buradan psikoloji dünyasına büyük bir fikir doğdu. Psikologlar, eğer bir şeyi bilmeden karşındakinin duygularına göre cevaplanıyorsa bu insanlarda da olur diye düşündüler. Uzun araştırmalar sonucunda durumun böyle olduğu tespit edildi.
Bir şeyin sırf beklendiği için gerçekleşmesi durumu ortaya çıktı. Bu da Pygmalion etkisi nedir? Sorusunun cevabıdır. Beklenti etkisi diye de bilinir. Peki bu isim nereden geliyor?
Pygmalion Etkisi Hikayesi
Bir gün mitolojiden bir heykeltıraş hayalindeki kadının heykelini yapmayı düşünür. Uzun çalışmalar sonucunda fildişinden oyulan kadın heykeli yapar. Heykel bittiğinde o kadar güzel olur ki hiçbir kadının o kadar güzel olamayacağı rivayet edilir. Pygmalion ise yaptığı heykele aşık olmaya başlar. Ancak cansız olduğu için aşk acısı çeker ve adaklar adar. Efsaneye göre Afrodit, adaklarını kabul eder ve dileğini gerçekleştirir böylece heykel canlanır. Pygmalion hemen hayallerinin kadınıyla evlenir ve ömür boyu mutlu yaşarlar. Bu hikayeden esinlenerek pygmalion etkisi denmiştir.
Kişinin bir süre sonra ondan beklentilerine göre davranışlar sergilemesi yani beklenti etkisi denmiştir. Yani bir şeyi ne kadar çok ister ve beklersek gerçekleşme ihtimalinin olabileceğini gösteriyor. Günlük hayatta, çevremizde, yeni tanıştığımızda düşüncelerimiz ne ise o şekilde düşünürüz. Eğer bir kişiyi ilk gördüğünüzde soğuk bulursak uzak, samimi bulursak yakın davranırız. Aslında soğuk biri olmasa ve o gün öyle denk gelmiş olsa bile, sizde mesafeli davrandığınız için ona istinaden aynı mesafeyle karşılık verir. Yani beklentilerimizle ilişkileri yerine oturturuz.
Pygmalion Etkisi Örnek
Mesela iş yerinde diğer kişilerin size saygılı davranmadığını düşünürseniz yaptığı her davranışı düşmanca algılar ve ya hassas davranırsınız. Yaptığı sıradan bir davranışta bile size zıtlık olsun diye yaptığını düşünebilirsiniz. Karşı taraf bunun farkında olmasa bile siz düşüncelerinizle şekillendirdiğiniz için kendi kendinize kurarsınız. Manyak gibi millete kurulma sakinleş biraz.
Yukarıdaki örnekte işin kötü tarafı, bu kişi saygı görülmediği fikrini düşünüp durduğu için yaydığı enerjiyle durum gerçekleşir. Bir süre sonra gerçekten saygısını yitirmeye başlar. Bu yüzden fikirlerinize dikkat edin.
Diğer örnek bir sınıfta yapılmıştır. Öğrencilere genel yetenek testi verilir. Hem öğrenci hem öğretmen teste tabi tutulur. Öğretmenlere test sonucu %20’ye giren öğrencilerin listesi verilir ancak bu liste yanlıştır. Bilerek yanlış verilip bu durum öğretmenlerden gizlenmiştir. Böylece öğretmenler bu %20’nin yüksek zekaya diğerlerininse o kadar iyi olmadığını düşünür. Sene sonunda ilginç bir durum ortaya çıkar. Aslında başarılı olmayan ama başarılı olduğunu söylenen %20, ciddi derecede gelişme sağlamıştır. Bu %20 beklentilerin sonucunda beklenilen gibi olmuştur. Çünkü öğretmenler bu %20’lik kısım için daha sabırlı davranmış, daha çok ilgilenmiş ve beklentilerini tavırlarıyla aktarmıştır. Beklentiler sonucunda ise beklenti gerçekleşmiştir. Deneyde diğer öğrencilerle sınıf dışı bir çalışma yoktur ve anlatım süresi eşittir.
Buradan çıkartmanız gereken; ne istiyorsanız beklentinizi ve zihninizi o yönde tutun. Eğer gerçekten inanmıyorsanız ya da olacağını düşünmüyorsanız olma ihtimalini düşürmüş olursunuz. İstediğinizi bedenen ve zihnen belli edin ve olma ihtimalini arttırın.